Bu haftaki pazar röportajım müzik dünyasının sevilen ismi Hakan Altun ile. Bodrum’da eşim Fatih Mehmet Bucak vesilesiyle davetimizi kırmadı ve açık sözlülükle hem geçmiş hem gelecek üzerine keyifli bir sohbet yaptık. Eşimin tüm sanat, siyaset ve spor dünyasını tanımasından sebep olsa gerek, röportajlarımda çok sık teşekkür etmek zorunda kalıyorum, yoksa bir daha röportaj yapamayabilirim. İşin şakası bir yana, gerçekten dostlukları sebebiyle Bodrum’daki yoğun programında vakit ayırıp, röportaj davetimizi kırmadığı için Hakan Altun’a teşekkürler.
¥ Memleket neresi?
Siirtliyiz fakat ben, annem ve babam da İstanbul’da doğmuş. Çok eskiden dedemin babası İstanbul’a yerleşmiş. Yaklaşık 130 senedir İstanbul’da olsak da aslen Siirtliyiz.
¥ Siirt’le bir bağ hissediyor musunuz?
Siirt kelimesi geçince, tuhaf hissediyorum. Manevi değerleri çok yüksek bir şehir orası. Zat-ı muhteremlerin, ebedî mekânların olduğu yerler var. Şehre girer girmez, ziyaretlere gittiğimde çok etkilendim. Çok az gördüm ama çok etkilendim.
¥ İlk ne zaman gittiniz?
35 yaşındaydım. Daha sonraları bir kaç defa daha gittim. Orada kimsemiz yok ama şehrin maneviyatı için ziyaret ediyorum.
¥ Sanat serüveniniz nasıl başladı?
1972 doğumluyum. 11 yaşında konservatuvara başladım. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarına girdim. Ortaokul, lise ve üniversiteyi orada okudum. Daha sonra yine Türk müziği üzerine yüksek lisansa başladım ama yarım kaldı ve askere gitmeye karar verdim.
¥ Neden?
Bir hocamla geçinemedim. “Seni dersimden geçirmeyeceğim bunu bil” dedi. Ben de, “yüksek lisansı tamamlamayacağım, siz de bunu bilin” dedim ve sınıftan çıktım. Doğru bir tavır değildi benimki belki ama iyi de olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanın hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Aileme yük olmamak için İstanbul’un çeşitli lokallerinde ya da bazı solistlerin arkasında sahne alırdım. Aslen ilgi alanım ut idi. Okuldayken tek hedeflerimden bir tanesi ya TRT’de şeflik yapmak ya da devlet korosunda udi olmaktı. Konservatuvardan Aykut ve Ayşe isminde iki tane arkadaşım vardı. İlk profesyonel albümlerimi onlarla çıkardım. Birlikte çalışırken, Şahin Özer, çaldığımız lokale geldi, sahneden sonra bize kartını verdi ve “size albüm yapacağım” dedi. Oysa ben o zaman Kültür Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğuna kadrolu sanatçı olarak alınmıştım. 4 sene orada devam ettim.
¥ Sonra neden ayrıldınız?
Bana göre değildi oradaki sistem. Müzik biraz daha özgür olmalı. Ayda bir veya iki konserimiz olurdu ama provada kravat takmamız, sakalımızı kesmemiz gerekiyordu. Fazla disiplinliydi. Devlet çatısı altında müziğin zor olduğunu düşünüyorum.
¥ Hiç pişman oldunuz mu ayrıldığınız için?
Hayır. Konservatuvardan ayrıldığımda da olmadım. Askere gittiğimde ciddi bir duygu yoğunluğu yaşadım. Kendi şarkılarımı yapmaya başladım orada. Şimdi 300’e yakın şarkım var.
¥ Ne oldu askerde?
Saat 06.00’da “koğuş kalk” dediklerinde kalkarız ama saat 09.00’da yat dediklerinde yatamazsınız. Yıllardır geceleri yaşayan ve geceleri hayatını kazanan bir adam olarak o saatlerde yatamayıp çok şeyler düşündüm. Aynı anda söz ve besteler yazmaya başladım. Aykut ve Ayşe ile müzik yaparken çok mutlu değildim, çünkü ben slow (yavaş) şarkılar söylemekten yanayım. Oysa bizim grup daha çok eğlenceden yanaydı. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir yazısını okudum askerde; “Hayatta öyle idealler vardır ki, o yolda mağlubiyet bile zafer sayılır” Oradan yola çıkarak ben de madem bir yoğunluk yaşıyorum, bir albüm yapmalıyım diye düşündüm. 1999 yılında çıkan “Hani Bekleyecektin” albümümü çıkardım. Allah’a çok şükür o günden bu güne de 17 senede 12 albüm yaptım.
¥ Enstrümanlarla aranız nasıl, içinizde ukde olan bir enstrüman var mı?
Çok iyi. Ailemden sonraki en büyük aşkım odur. Ut, ana enstrümanım ama kendimce biraz gitar, biraz de bestelerimi yaparken klavye çalıyorum. Yaylı enstrüman çalmak çok isterdim, bir keman veya viyola çalmak… O bir parça içimde ukte olmuştur.
¥ Ut seçimini nasıl yaptınız? Müzikle ilgilenmeye nasıl karar verdiniz?
11 yaşındaydım konservatuvara girdiğimde. Babamın babası rahmetli Hafız Zeki Altun, 9 yaşında hafız olmuş, TRT arşivinde de 100’e yakın ilahi besteleri var. Dedem yaşlılık dönemlerinde artık kendi notalarını yazamıyordu. Onun okuduğu ilahileri ben notaya döküyordum. Dedem müziğe başlamama vesile olan insandır. Ben de dedeme, “ileride müzikle ilgilenirsem sizin yüreğinizden çıkan ilahileri bir proje olarak toplayacağım demiştim” onu da nasip etti Allah. Üç sene önce “Dedemin ilahileri” diye bir proje yaptım.
¥ Sizi en çok tatmin eden albümünüz hangisi?
İlk albümüm çok değerli benim için. Çünkü insanlar beni o albümle tanıdı. 4. albümüm “Telefon” daha çok tanınmama vesile oldu. O zaman sadece kendim telefon bekliyorum zannediyordum ama herkes telefon bekliyormuş. Kız arkadaşımla kavga etmiştik ve telefon bekliyordum. Mesaj sesi geldi ama bir baktım telefona, Ahmet diye bir arkadaşım “Akşam halı saha maçı var” diye aramıştı.
¥ Bir de askerdeyken yazdığınız “Hani Bekleyecektin”in hikâyesi varmış…
Askerde telefon sırası bekleyip önce ailemle konuştuktan sonra kız arkadaşımı aradım ve telefonu açınca şu anda müsait değilim sonra arar mısın dedi. Bunun üzerine “Hani bekleyecektin bir ömür boyu. Hani olmayacaktın başkalarının. Sen yalancı vefasız çıktın. Senin gibi biriyle işim olmaz ki” şarkı sözlerini yazdım.
¥ Şarkılarınızda hep bir sitem var, bir mutsuzluk var. Siz mutlu biri misiniz?
Çok mutluyum. Nefes aldığım her süre, sağlımın yerinde olduğu her an mutluyum ben. Hiçbir şeyi kul olarak halledemiyoruz. Özel hayatımda çok güzel duygular yaşadım ama evlenemedim. Bunu hiç kafama takmıyorum. Evlenmek, çocuk sahibi olmak çok istiyorum ama âşık olduğum insanla evlenmek istiyorum. Çocuğum olsun diye evlenemem. Yüreği güzel olan, tebessüm etmeyi bilen birisiyle evlenmek isterim. Tebessüm eden insanları çok seviyorum. Surat asan insanların kendine de faydası yok bana da faydası olmaz. Gıybet yapmasın. İstanbul’dan gitmek istiyorum. 44 yıl yaşadım İstanbul’da… Bundan sonra inşallah nasip olursa başka bir yerde yaşamak istiyorum.
¥ Nerede yaşamak istiyorsunuz?
Ege’de bir yerde.
¥ Bu dönemlerde nerelerde olacaksınız? Yeni albüm geliyor mu?
Bayram programlarımız var; Antalya, Kıbrıs, Ankara, Bodrum ve Çeşme. Sürekli seyyah olduk geziyoruz. Kasım ayında albüme başlayacağız. Şarkılarımız da hazır. Aralık gibi bitirip, yeni yılda da yeni albümümüzü çıkarmayı hedefliyoruz. Geçen hafta “Aşk Lütfen Gel” albümümüzün üçüncü klibini çektik.
¥ Memnun musunuz hayatınızdan?
Hayattan çok şey isteyen bir insan değilim. Dünya malı çok umurumda değil. O yüzden de şimdiye kadar yaşadığım hayata şükrediyorum. Hep söylüyorum; eğer kendi şarkılarımı yapamasaydım, şarkıcı olmazdım.
Kaynak: Türkiye Gazetesi
Yorum Yok