“Çocukluğumda dedeme vermiş olduğum sözü tutmanın mutluluğunu bu albümde yaşıyorum. 11 yaşındayken Türk Musiki Devlet Konservatuarı’na girmeme vesile olan değerli dedem Hafız Zeki Altun’a ‘İleride müzikle profesyonel olarak ilgilenirsem, sizin eserlerinizden oluşan bir albümü Allah’ın izniyle bir araya getireceğim. Sizi hiçbir zaman unutmayacağım ve unutturmayacağım.’ diye verdiğim söz, hala aklımdadır. Bu sözü, şuan elinizdeki albümle yerine getirmenin huzuru içindeyim. Çocukluğumda ilk ezan sesini kulağıma okuyan dedem, sonra enstrümanıyla müziğe aşık etmişti beni. Ud çalardı. Nurlar için yatsın… 11 yaşında konservatuara girmem için çok uğraştığını hala hatırlarım. Bu albüm, tamamen dedem için, ona verdiğim sözden dolayı yapılmış bir albümdür. Zeki Altun gibi değerli bir bestekarın torunu olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu albümle verdiğim sözü tutmamı sağlayan, başta yapımcım Oktay Bakırcıoğlu’na, müzik yönetmenimiz Aydın Kara’ya, çok değerli müzisyen arkadaşlarıma, albüm fotoğraflarını çeken Kayhan Ok (Siyah) ve dedemin eserlerini muhteşem bir kitapla bir araya getirmiş olan Cumhur Ergür’e teşekkürü bir borç bilirim.”
Hakan Altun

Hakan Altun’ un müzikal hayatında, dedesi ‘Zeki Altun’ çok önemli bir yere sahiptir. Dedesi ‘Zeki Altun’ aldığı eğitim itibariyle Klasik Türk Musikisi ve Türk Din Musikisi icrasında başarılı olduğu gibi, çok iyi bir bestekârdır.

Hakan Altun, dedesi sayesinde tasavvuf müziği ve udla tanışmıştır. Dedesinin teşvikiyle udla tanışan Hakan Altun, 11 yaşında Türk Musiki Devlet Konservatuara girmiş ve o günden sonra udu hiç bırakmamıştır.

Dedesi hayatta iken Hakan Altun, dedesinin ilahilerini okuyacağına dair bir söz vermiştir. Yıllar önce verdiği sözü yerine getiren Hakan Altun ‘‘Dedemin İlahileri’’ albümünde, dedesi Zeki Altun’un ruhundan çıkan on ilahi eser okuyor. Zeki Altun hayatta iken kayıt altına alınmış ‘‘N’eyleyeyim Dünyayı’’ ilahisini, Zeki Altun ve Hakan Altun’ dan dinleyeceğiz. İlahi albüm projesinde Hakan Altun’ a, Sami Özer ve Hamdi Bilgi gazelleriyle eşlik ettiler.

‘‘Dedemin İlahileri’’ albüm projesinde müzik direktörlüğüne Aydın Kara üstlendi. Kaya Stüdyolarında hazırlanan albüm kayıtlarında: Hakan Altun- Ud/ Ali Tüfekçi – Ney / Furkan Bilgi – Klasik Kemençe / Furkan Resuloğlu – Tambur / Mehmet Çeliksu – Kanun / Şaban Gölge – Keman / Özer Arkun – Çello / Suat Orhan, Mehmet Akatay – Ritimlerde yer aldılar.

Zeki Altun Kimdir?

Zeki Altun, 1920 yılında İstanbul’un, Vefa semtinde dünyaya gelmiştir. Babası Hasan Bey ve annesi Elmas Hanım’dır. Kardeşleri Tahir Altun ve Hediye Altun’dur. Mütevazi ve dindar bir ailenin evladı olarak, 5 yaşında Kur’an tahsiline başlamış ve altı ayda Kur’an’ı hatmetmiştir.
1938’de İstanbul Müftülüğü Nuruosmaniye Kur’an Öğretim Kursunu bitirmiştir. Hafız Ahmet Artar, Necati Efendi, Hasan Akkuş ile eğitimine devam etmiştir. Bununla birlikte Hafız Kemal Efendi ile ilahi meşk etmiş ve mevlüt okuma dersleri almıştır. Eyyubi Ali Rıza Şengel, Beşiktajlı Hafız Rıza Efendi ve Saadettin Kaynak ile beste, semai ve fasıllar meşk etmiştir.
Değerli hafız ve sanatkarlardan; Saadettin Heper, Cevdet Çağla, Sadi Hoşses, Yaşar Okur, Necmi Rıza Ahıskan ve Hulusi Sesigür ile birlikte çalışarak musiki bilgisi artmıştır.
Zeki Altun, 1938’de mezun olduktan sonra İstanbul’da birçok camide müezzin ve kayyum olarak vazife yapmıştır. 1950 yılında son kez Teşvikiye Camii’de görev almıştır. 1945-1955 yıllarında arasında İstanbul Belediyesi’nde Mezarlıklar Müdürlüğü imamı olarak görev yapmıştır.1947’de Nuruosmaniye Kur’an Kursu’nda musiki dersi vermiştir. 1959-1961 yılları arasında Beyoğlu Cenaze İstasyonu imamlığı görevini ifa etmiştir.
Zeki Altun, Türkiye Hafız-ı Kuran ve Mevlithanlar Cemiyeti’nin kurulmasında büyük pay sahibi olmakla birlikte, 1966 yılında cemiyete üye olmuş ve burada başkan yardımcılığı ve başkanlık yapmıştır. Bu cemiyette, cemiyet mensuplarına ses kaydı yapmış ve bu şahıslardan Diyanet İşleri Bakanlığı’nın yararlanması hususunda girişimlerde bulunmuştur. Yine bu cemiyette, uzmanlar tarafından dini meselelerin anlattığı, mevlit, tasavvuf musiki ve fasılların icra edildiği, birçok sanatsal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleşmesini sağlamıştır. Buradaki görevinden sağlık problemleri nedeniyle 1992 yılında ayrılmıştır.
Yurtdışında; Malezya, Kuveyt Almanya, Belçika, Hollanda, Amerika ve Mısır gibi ülkelerde Kur’an ve mevlit okumak için ülkemizi temsilen gitmiş, görev yapmıştır. TRT başta olmak üzere; Kanal D, HBB, TGRT ve Atv kanallarında ilahi ve mevlit programları düzenlemiştir. TRT Radyoları’nda Nusret Yeşilçay, Ali Gülses, Mecid Sesigür’le mevlitler okumuştur.
Zeki Altun’un Kur’an ve mevlithan hakkında hal tercümeleriyle ilgili yazıları, önce Ramazan aylarında Tercüman Gazetesinde, daha sonra da Son Havadis’te yayınlanmıştır.
Yaşamı boyunca Kur’an ve musikiye hizmet etmek için çalışan Zeki Altun, bildiklerini öğretmek, bilmediklerini öğrenmek ve eksiklerini gidermek için gayret sarf eden, ahlaki ve zarafeti ile çevresinde sevilen bir şahsiyet olmuştur.
Zeki Altun, 08 Eylül 1999 tarihinde 79 yaşında İstanbul’da vefat etmiştir.

Zeki Altun’un Eserleri

Zeki Altun, hocaları ve aldığı eğitim itibariyle Klasik Türk Musikisi ve Türk Din Musikisine vakıf, Kur’an, mevlit ve ilahi icrasında olduğu gibi bestelerin de klasik üsluba sadık bir hafız, mevlithan ve musikişinastır. Safer Dal Efendi’nin de teşvikiyle 1975 yılında sonra bestekarlığa ağırlık vermiştir. Eserlerinin notaya alınması ve tasfihi hususunda Alaeddin Yavaşca, Bekir Sıtkı Sezgin, Amir Ates, Cüneyt Koşal ve Mithat Arısoy ile çalışmaları olmuştur. TRT repertuarında 48 eseri olan Zeki Altun’un, 68’i ilahi, 6’sı şuğl ve 3’ü şarkı formunda olmak üzere 77 eser bestelenmiştir. Bu eserlerde Acemaşiran, Acemkürdi, Beyati Araban, Bestenigar, Buselik, Dügah, Evc, Gerdaniye, Hicaz, Hicazkar, Hüseyni Buselik, Hüzzam, Karcığar, Kürdilihicazkar, Mahur, Muhayyer, Muhayyer Buselik, Neva, Nihavend, Nikriz, Pencgah, Rast, Saba Zemzeme, Segah, Suznak, Şehnaz, Uşşak ve Yegah makamlarını, Nim Sofyan, Semai, Sofyan, Safyan Evleri, Türk Aksağı, Sengin Semai, Yürük Semai, Devr-i Hindi, Düyek, Müsemmen, Aksak, Raks Aksağı ve Curcuna usulleri kullanmıştır. Zeki Altun, Ali Ulvi Kurucu, Yunus Emre, Nuri Baş, Muzaffer Ozak ve Safer Dal başta olmak üzere birçok mutasavvıf ve şairin güftelerinde istifade etmiştir.
Acemaşiran makamındaki ilahisi, güfte kendisine ait olan tek bestesidir ve bu güfteyi bir hac ziyaretinde Kabe’yi seyrederken yazmıştır.
Kaynak: Zeki Altun ‘ Hayat ve Eserleri ‘

Paylaş

5 yorum

mehmet ali ışık

ancak bu kadar güzel ve tatlı söylenebilir bu ilahiler ağzına sağlık üstad

Hakan abi gerçekten çok güzel söylemişsin tabi ki öncelikle dedenizi kutlamak lazım.Kendisini rahmetle anıyorum mekanı cennet olsun inşallah.Senin parçalarını zaten severdik.Şimdi bu albümle birlikte farklı bir yönünü gördük.Ne kadar güzel ve düzgün bir sanatçı olduğunu bir kez daha görmüş olduk.Umarım başka ilahi albümleri de yaparsın tadına doyum olmuyor.Bursaya bekleriz inşallah bu ilahilerini canlı dinlemek isteriz.Allah yolunu bahtını açık etsin inşallah.

Allah razı olsun. Dedenizin de mekanı cennet olsun. Rahmetle yâd ediyoruz. Sizin yorumunuzla yine dedenizin bestesi olan ve söyleyince cûşa geldiğimiz “Ateşi aşkınla yandır” eserini de dinlemek isterdik 🙂

tayfun candur

Bu albümle birlikte farklı bir yönünü daha görmüş olduk abi.Ne kadar güzel ve düzgün bir insan olduğunu biliyoruz zaten.Umarım başka ilahi albümleri de yaparsın Allah yolunu bahtını açık etsin…

Mücahit Kocabaş

Yeni tanıma imkanı oldu muhterem dedenizi. Allahu teala mekanını cennet, makamını âlî, menzilini mübarek eylesin.

Yorum Yaz

Aşağıdaki HTML etiketlerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

fourteen − 8 =